-
1 всякий
her; her türlü; herhangi bir; herkes* * *мест.1) ( любой) herво вся́кое вре́мя — her zaman
вся́кий раз, когда́ / как... — (her)...dıkça
2) ( разный) her türlü, her tür(den), her çeşit(ten)вся́кие това́ры — her çeşit mal
вся́кие лю́ди — her türden / cinsten insanlar
3) (какой-л.) herhangi bir; hiçбез вся́кой жа́лости — hiç acımadan
4) → сущ., м herkes; şu buе́сли вся́кий бу́дет вме́шиваться / сова́ться... — şu bu karışırsa...
5) в соч., → сущ., с(в жи́зни) вся́кое быва́ет — dünyanın ucu uzun
с челове́ком вся́кое случа́ется / быва́ет — insanoğlunun başına her iş gelir
••во вся́ком слу́чае — her halde
на вся́кий слу́чай — her ihtimale karşı, ne olur ne olmaz diye
-
2 всевозможный
her tür,her çeşit* * *her tür(den), her çeşit(ten)всевозмо́жных цвето́в — her renkten
-
3 сорт
м1) çeşit, türбума́га пе́рвого со́рта — birinci hamur kağıt
мука вы́сшего со́рта — ekstra / has un
полотно́ пе́рвого со́рта — birinci kalite bez
2) çeşit (-di), cinsпшени́ца но́вого со́рта — yeni bir cins buğday
столо́вые сорта́ виногра́да — sofralık üzümler
3) разг. tür, çeşitкни́ги всех сорто́в — her tür / çeşit kitaplar
тка́ни всех сорто́в — her çeşit kumaş
лю́ди "второ́го со́рта" — ikinci sınıf insanlar
••пе́рвый сорт — разг. sıfır numara
-
4 разный
врзayrı; değişik, çeşitli, türlü; tekeşтка́ни пяти́ ра́зных цвето́в — beş ayrı renkte kumaşlar
они́ в ра́зных ко́мнатах — onlar ayrı ayrı odalardadır
ра́зные взгля́ды — farklı görüşler
в ра́зное вре́мя — değişik / farklı zamanlarda
э́ти перча́тки ра́зные (непарные) — bu eldivenler tekeştir
там быва́ют са́мые ра́зные лю́ди — oraya her çeşit / çeşit çeşit / türlü (türlü) insanlar gelir
лю́ди быва́ют ра́зные — adam var, adam var
-
5 любой
herhangi bir; herkes* * *1) her; rasgele bir ( какой попало)здесь есть любы́е кни́ги — burada her türlü / her çeşit kitap var
приходи́ в любо́е вре́мя — (her) istediğin zaman gel
бери́ по любо́й цене́ — fiyatı ne olursa olsun al
он спосо́бен на любу́ю по́длость — yapmayacağı bir alçaklık yoktur
в любо́е вре́мя (су́ток, дня) — sabah akşam
2) → сущ., м herkes; rasgele bir adam ( кто угодно)любо́й из вас — her biriniz
э́то любо́му понра́вится — bunu kim olsa beğenir
-
6 выводить
çıkarmak,götürmek;sonucunu çıkarmak,anlamını çıkarmak;yetiştirmek; yok etmek* * *несов.; сов. - вы́вести1) врз çıkarmak; götürmekвыводи́ть дете́й в сад — çocukları bahçeye götürmek / çıkarmak
выводи́ть из соста́ва прави́тельства — hükumetten çıkarmak / ihraç etmek
тропи́нка вы́ведет вас на опу́шку — patika sizi ormanın kenarına çıkarır / götürür
2) ( делать вывод) sonucunu çıkarmak; anlamını çıkarmak3) в соч.вы́вести брига́ду на пе́рвое ме́сто — ekipe birinciliği kazandırmak
вы́вести из многовеково́й нищеты́ — yüzyıllardır süregelen yoksulluktan kurtarmak
вы́вести кого-л. из забытья́ — dalgınlığından ayıltmak
э́тот гол вы́вел кома́нду вперёд — bu gol takımı öne geçirdi
4) ( о птицах) çıkarmakвыводи́ть цыпля́т — civciv çıkarmak
5) yetiştirmekвы́вести но́вый сорт слив — yeni çeşit bir erik yetiştirmek
6) ( уничтожать) yok etmekвыводи́ть пя́тна — leke çıkarmak
7) ( старательно писать) özenerek yazmakвыводи́ть ка́ждую бу́кву — her harfi özene özene yazmak
••выводи́ть кого-л. из себя́ — çileden / zıvanadan çıkarmak
выводи́ть кого-л. из терпе́ния — birinin sabrını tüketmek / taşırmak
вы́вести кого-л. на чи́стую во́ду — birinin ipliğini pazara çıkarmak
выводи́ть из стро́я (о моторе и т. п.) — işlemez hale getirmek; savaş dışı etmek
См. также в других словарях:
çeşit — is., di, Far. çeşīden 1) Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev Her çeşit insanı kavrayacak bir sunuş tarzı vardı. H. Taner 2) Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
her telden çalmak — 1) her çeşit işi yapabilir durumda olmak 2) birçok konuda bilgisi olmak Senin anlayacağın, her telden çalıyor benim çocuklar. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
insan çeşit çeşit, yer damar damar — toprağın her kesimi ayrı ayrı nitelikler taşıdığı gibi, insanlar da küme küme ve tek tek birbirlerinden ayrı nitelikler taşırlar anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ŞEKAVET — Her çeşit kötülük içinde olmak. Belâ ve zillete düşmek. Sıkıntıda kalmak. * Haydutluk, eşkiyalık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Xanadu Resort Hotel — (Белек,Турция) Категория отеля: 5 звездочный отель Адрес: Belek Tourism Center … Каталог отелей
açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜSEBBİHAN — f. Tesbih edenler. Bütün noksan sıfatlardan, her çeşit kusurdan Cenab ı Hakkın uzak, temiz ve pâk olduğunu ikrar edenler, söyleyenler.(Evet, her bir nebat, her bir ağaç, pek çok lisan ile Sani lerini öyle gösteriyorlar ki; ehl i dikkati… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
özgürlük — is., ğü 1) Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu, serbestî ... her çeşit baskı, sanatın özgürlüğünü yok eder. Y. N. Nayır 2) Her türlü dış etkiden bağımsız olarak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Limak holding — Limak 1976 yılında proje mühendisliği yapmak üzere kurulmuştur. Lider Makina (Limak) adı verilen şirket daha sonra altyapı yatırımlarına yönelerek, baraj ve otoyol projeleriyle büyük bir müteahhitlik şirketine dönüşmüştür. Limak Şirketler Grubu… … Wikipedia
açık artırma — is. Bir malın satışında alıcılar arasında fiyat artırma yarışına dayanan satış, artırma, müzayede Açık artırmalardan, antikacılardan her çeşit saat toplamaya başladım. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
antikacı — is. Antika eşya, eser satan veya toplayan kimse Açık artırmalardan, antikacılardan her çeşit saat toplamaya başladım. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük